26 Aralık 2015 Cumartesi

Berlin’de kimsesizlerin kimsesi olmuş bir dernek: İnterAktiv

Dört yıl önce kurulan İnterAktiv, Almanya’da yaşayan engelli bireylerin sosyal hayata kazandırılması ve topluma entegre olması için çalışmalar yapan bir dernek. Denizli Otizm Derneği üyeleri olarak, özellikle engelli göçmenlere ve ailelerine yönelik yaptığı faaliyetlerle öne çıkan derneği yerinde ziyaret ettik. Bizi çok sıcak karşılayan dernek üyelerine ve çalışanlarına gönülden teşekkür ederiz.

Çocukluk arkadaşımız Nurgül’ün düğünü için bulunduğumuz Berlin’e kadar gidip de otizm için bir şey yapmamak olmazdı. Yaptığımız araştırmaların ardından, Zeycan ile birlikte, İnterAktiv’in kapısını çalmaya karar verdik. Dernek, epilepsi, CP, down sendromu, otizm ve diğer engel gruplarından bireylere ve ailelerine yönelik çalışmalar yapıyor.

Nurten Hanım ve Pınar Hanım, bizi sıcak bir gülümseme, iyi demlenmiş çay ve zencefilli tarçınlı Alman kurabiyeleriyle karşıladı. Derneğin yürüttüğü ve Alman Sağlık Fonu tarafından desteklenen projenin koordinatörü olduğunu ifade eden Nurten Hanım, çocukların ve ailelerin sağlık sisteminde yaşadıkları sorunların çözümü için başlattıkları proje kapsamında pek çok çalışma yaptıklarını anlattı. Bu çalışmalar arasında aileler için dilekçe yazmak, birlikte doktor ziyareti yapmak, destek grupları oluşturmak, eğitim, bilinçlendirme ve rehabilitasyon çalışmaları yapmak ve daha pek çok şey yer alıyor. Nurten Hanım, konuşamayan ve aynı zamanda da epilepsisi olan 13 yaşındaki bir kızın, onların fark etmesinin ardından, kullandığı ilacın değiştirilmesiyle, kör olmaktan kurtulduğunu anlattı. Pınar hanım da engelli çocuklar ve aileleri için düzenledikleri tatilde ilk kez yüzen çocukların yüzlerindeki ifadenin unutulmaz olduğunu dile getirdi. Derneğin geçen yıl taşındığı yeni yerinde eğitim çalışmalarının yanı sıra müzik ve drama çalışmaları da yapılıyormuş. Pınar Hanım, çocuğunu okuldan almak için yanımızdan ayrılırken, işten dönen, dernek başkanı Sevgi Bozdağ aramıza katıldı.

İnterAktiv’in kurucu üyesi ve başkanı olan Sevgi Bozdağ, hak mücadelesi temelli çalışmalar yürüttüklerini anlattı. Yaptıkları projelerle insanların hayatına dokunmaktan mutluluk duyduklarını ifade etti. “Kendi kendine destek grupları” oluşturduklarını belirterek epilepsi ve diyabetin ardından, şimdi de otizm ve down sendromu destek gruplarını oluşturduklarını anlattı. Grup eğitimlerinin yanı sıra bireysel eğitim de verdiklerini dile getiren Bozdağ, hem göçmen hem engelli olmanın iki kez dezavantaj yarattığını da vurguladı.

Bozdağ’a engellilerle çalışmaya nasıl karar verdiğini sorduğumda aldığım yanıt etkileyiciydi: “Engellilere yönelik bir atölyede çalışmıştım. Bu deneyim benim için çok önemli oldu. Hayatımın çok zor bir döneminden geçerken CP’si olan ve gözlerinden başka hiçbir yerini hareket ettiremeyen bir kızla tanıştım. Bu kızın gözleri ışıl ışıldı. Göz hareketleriyle bilgisayarda bir şeyler yazarak kendini ifade ediyordu. Onun yaşama sevinci ve hayata tutunması beni çok etkiledi.” Sevgi Hanımın anlattıklarını dinleyince, “Demek burada gözlerinden başka hiçbir yerini hareket ettiremeyen biri de eğitim alıp başkalarıyla iletişim kurabilme şansına sahip olabiliyor. Üstelik bunun için gerekli imkânlar ve araçlar ona sağlanıyor” diye düşündüm ve ülkemizdeki çocuklarımız için içim cız etti. Sonra, topladım kendimi. Biz mücadele ettikçe her şeyin değişebileceğini anımsattım yine kendime. Yaklaşık dört saat süren güzel ve verimli sohbetin ardından artık Berlin’de de yalnız olmadığımız duygusuyla İnterAktiv’ten ayrıldık. Yapılacak çok iş var ama artık yeni bir otizm dostumuz daha var…



15 Kasım 2015 Pazar

Öğrencilere otizmi anlattık

Geçen yaz İMKB Kız Meslek Lisesi ile birlikte yaptığımız yaz okulumuzun değerli hocaları Zeynep Yamacı, Pınar Çekbaş ve Reşike Akkaya'nın organize ettiği kahvaltıda öğrencilerle buluştuk. Otizmli çocukların anneleri olarak bizlerin yanında olduklarını her daim hissettiren sevgili hocalarımızın çabaları bizim için çok değerli. Bu yüzden onların öğrencileriyle tanışıp sohbet etme şansı bulmak bizi çok mutlu etti.

Otizmli çocukları ve annelerini merak eden öğrencilerin sorularını Sümra ile birlikte yanıtladık. Doğum gününde dernek için çalışan sevgili arkadaşım Sümra'ya da ayrıca teşekkür ederim. Geleceğin öğretmeni olan kızlarımızın otizmle ilk temasının olumlu olduğunu konuşmalardan çıkardım. "Buraya gelmeden önce otizmli bir çocukla ilgilenme fikri beni korkutuyordu ama artık yapabileceğime inanıyorum" diyen bir öğrenci arkadaşlarının hislerine tercüman oldu. Kızların hepsi Deniz'e ve Musa'ya bayıldılar. Bizimkiler de böyle tatlı ablalarla bir arada olmaktan hoşnuttu. Otizm dostu gönüllülerimize çok teşekkür ederiz, sizleri seviyoruz...

7 Kasım 2015 Cumartesi

Asıl kaybedenler vazgeçenlerdir

''İşte de, aşkta da, politikada da mücadele etmek lazım, düştüğünde ayağa kalkıp devam etmek lazım. Asıl kaybedenler vazgeçenlerdir.'' Ceyda Karan ile yaptığı röportajda böyle demiş Urguay'ın eski başkanı Jose Alberto ‘Pepe’ Mujica Cordano. Çok haklı değil mi?


22 Ekim 2015 Perşembe

Denizli Otizm Derneği Meclis’te

Denizli Otizm Derneği olarak Merkezefendi Belediye Meclisi’nde, 6 Ekim’de derneğimizin tanıtımını yaptığımız bir sunum gerçekleştirdik. Belediye meclislerinde sunum yapma fikrini bize veren Pamukkale Kaymakamı Veysel Beyru’ya, sunumu yapmamız için Merkezefendi Belediye Meclisine öneride bulunan arkadaşımız Leman’a ve sunum sırasında bana eşlik eden üyelerimiz Berrin ve Ümmü’ye, ayrıca konuyla ilgili habere yer veren ulusal ve yerel basın temsilcisi meslektaşlarıma çok teşekkür ederim.

Böyle bir sunum yapmak bizim için çok önemliydi çünkü, Denizli’de otizmle ilgili farkındalığı artırarak çocuklarımızın ve ailelerinin sosyal yaşama entegrasyonunu sağlamak istiyoruz.  Sunum sırasında otizmlilerin sayısının her geçen gün arttığını vurgulamanın yanı çözüm önerilerimiz ve Denizli’de bulunan otizmli bireylerle ve aileleriyle ilgili hayallerimizi anlattık. Dernek olarak çocuklarımızın eğitim alabileceği, ailelerimize destek verilebilecek bir yere ihtiyacımız var. Hedefimiz Otizm Yaşam Merkezi oluşturmak. Bereketli’de bulunan EÇEM’in eski yeri de bu amaçları gerçekleştirmek için biçilmiş kaftan. Daha önce anaokulu yapılacağı söylenen ama yeterli sayıda öğrenci olmadığı için açılamayan okul şimdi bomboş duruyor. Oysaki burası bizim çocuklarımız ve ailelerimiz için harika fırsatlar sunabilir. Zaten  bu bina özel gereksinimli çocuklara uygun şekilde düzenlenmiş. Bireysel eğitim odaları, mutfağı, pencerelerinde parmaklıkları, kapılarda içeriyi gösteren camlı bölümler var. Geriye kalan eksiklikler de kolayca halledilebilir durumda.

Biz dernek olarak bu binanın Otizm Yaşam Merkezi olması için toplumun bütün kesimlerinden destek bekliyoruz. Bu talebimizi daha önce Büyükşehir Belediye Başkanımız Osman Zolan'a ve derneğimizle ilgili konularda işbirliği yaptığımız Sosyal İşler Daire Başkanı Erdal Işık'a aktardık. Sunum sırasında Merkezefendi Belediye Meclisi üyelerinden ve başkan Muhammet Subaşıoğlu'ndan destek istedik. Denizli Otizm Derneği olarak bu konuda üzerimize düşen her şeyi yapmaya hazırız. Sizde bizim yanımızda olun…
 

Çocuk hakları ve Denizli'de çocuk olmak

İstanbul Başak Sanat Vakfı’ının koordinatörlüğünde ve Uluslararası Sanat Eğitimcileri Derneği’nin ev sahipliğinde gerçekleştirilen Çocuklar Hakları ve Sinema Projesi’nin son günü 5 Ekim’de Denizli’deydi. “Denizli’de çocuk olmak, çocukların sorunları ve ihtiyaçları, insan hakları ve sanat çalışmaları, sivil toplumun demokratikleşme” konularında yapılan çalıştayın katılımcılarından biri Denizli Otizm Derneği'ydi.

Denizli’de bulunan STK’ların proje yürütücüleriyle buluştuğu çalıştay STK’lar arasındaki işbirliğini artırıcı bir etki yarattı. Başak Kültür ve Sanat Vakfı’ndan Belma Yıldıztaş, oyuncu ve yönetmen Derya Durmaz projenin detaylarını bizimle paylaştılar. Aralarında Van, Bitlis, Batman gibi illerin de bulunduğu toplam 14 kentte yapılan farkındalık çalışmalarının ardından çocuklar kendi kısa filmlerini çekmişler. Proje kapsamında 360 çocukla çalışılmış ve 200’e yakın STK ile işbirliği yapılmış.

Denizlili çocuklarımızın çektiği film yaşıtları okula giderken kendisi ayakkabı boyacılığı yapmak zorunda kalan bir çocuğun yeniden okula dönüşünü anlatıyordu. Filmin oyuncularından birinin arkadaşım Alev’in oğlu Rüzgar olması da hoş bir tesadüf oldu J Derya Hanım, çocukların pek çok konuyu gündeme getirseler bile dezavantajlı gruplara odaklandıklarını anlattı. Bunun aslında büyüdükçe çevreye karşı daha duyarsızlaştığımızın bir örneği olduğunu düşündüm.

Toplantı sırasında USED de kendini tanıttı. Uluslararası Sanat Eğitimcileri Derneği, sanatla sağaltım ve göçmenlerle ilgi çalışmalar yapıyor. Eğitmenler arasında yabancılar da var. Bakış açıları çok farklı. Çocuğu sanatla uğraşsın isteyenlerin kapısını çalabilecekleri bir yer. Dernek olarak bizde USED ile birlikte proje gerçekleştirmeyi ve sanatla çocuklarımızı rehabilite ve mutlu etmeyi çok isteriz. Derya Hanımın Hollanda’daki film ekibinde bir otizmli çocuk olduğunu belirtmesi de bizde neden olmasın duygumu daha da artırdı.

Çalıştayın katılımcıları:

Denizli Koruyucu Aile Derneği, Denizli Otizm Derneği, Denizli Down Sendromu Derneği, Denizli Barosu Çocuk Hakları Komisyonu, Yıldızlar Spor Kulübü, Girişimci Kadınları Destekleme Derneği, Eğitim-Sen, Türk-Eğitim Sen, Aktif Eğitimciler Sendikası,Alzheimer Derneği, Kadın Hakları Derneği, Denizli Çınar Lions Kulübü, Denizli Diş Hekimleri Odası, Yeni Kuşak Köy Enstitüleri Derneği, Kent Konseyi Kadın Meclisi, Denizli Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği, Türk Kadınlar Birliği, PAÜ İşletme Kulübü, Girişimci Kadınları Destekleme Derneği, TOSYOV, DEMSAD, Soroptimist Derneği, Yetim ve Acizleri Koruma Derneği, Kent Konseyi Gençlik Meclisi

12 Ekim 2015 Pazartesi

Sözün bittiği yer

Sözün bittiği yerdeyiz. Ankara'da barış mitinginde bombalar patladı. O günden beri boğazım düğüm düğüm. Bir şey yazmaya elim varmadı. Ankara'da barışı bombalayanlar hepimizi toptan öldürseler rahatlayacaklar ama öldürmekle tükenmeyecek kadar çok olursak kimse bizi öldüremez. 

Ankara'da ölenlerin en küçüğü Deniz benim oğlumla aynı ismi taşıyor. Deniz ile babasının yerinde Deniz ile bende olabilirdik. Barış onlar kadar bizim de düşümüz. Ülkenin dört bir yanından gelmiş barış özlemiyle yanan insanlar ölümle karşılanıyor. Geride kalanlar barış istemesin, herkes susup içine kapansın, korku imparatorluğu büyüsün isteniyor. 

Ölmek dediğin nedir insanca yaşamak olmadıktan sonra. Ölümleri kutsamak, acı çekerek özgürleşelim demek değil amacım. Şiddet şiddeti doğruyor. Bu sarmalın içine çekilmeyelim. Ölmemek ve inadına yaşamak bizim boynumuzun borcu. Kendimizi boyun eğmeden de koruyabiliriz. Hepimiz için cesur olma vakti!

Tepkilerimizi dile getirirken kendimizi kaybetmeyelim, ölerek değil yaşayarak ve yaşamı güzelleştirerek çoğalalım. Korkma Türkiye, Susma Türkiye...

1 Ekim 2015 Perşembe

Kaynayan yara: Otizmde kaynaştırma

Yeni eğitim öğretim dönemi başladı. Örgün öğretimdeki yaklaşık 18 milyon öğrenci ders başı yaptı. Bu öğrenciler arasında farklı gelişim gösteren öğrenciler de var ama sayıları ne yazık ki fazla değil. Okullara kabul edilmeme, fiziki erişim engelleri, destek eğitim odası açılmaması ya da uygun eğitimleri verebilecek öğretmenlerin görevlendirilmemesi, eğitimsiz öğretmenler, velilerin bilinçsizliği, vb. pek çok sorun birçok engeli aşarak bir okula gelebilme başarısı gösteren öğrencileri sistem dışına itiyor.
Toplumsal Haklar ve Araştırmalar Derneği’nin (TOHAD) İstanbul Bilgi Üniversitesi ve Sabancı Vakfı desteğiyle yürüttüğü "Mevzuattan Uygulamaya Engelli Hakları İzleme Raporu 2014” raporu engellilerin erişilebilirlik, eğitim, istihdam ve sağlık alanındaki durumunu inceledi. Bu raporun otizmle ilgili sonuçlarını gözden geçirdim.
Farklı gelişim gösteren öğrencilerin "normal" gelişim gösteren akranlarıyla birlikte aynı eğitim ortamında eğitim alabilmesine imkân sağlayan kaynaştırma eğitimi aslında herkesin gelişimi için çok ideal bir model ama uygulamadaki sorunlar nedeniyle eziyete dönüşüyor. Çünkü çoğunlukla kabullenme değil ayrımcılık öne çıkıyor. 
Türkiye’de 2014-2015 yılında ilkokul, ortaokul ve ortaöğretim verileri birleştirildiğinde 12 yıllık zorunlu eğitim kapsamında toplam 182.917 öğrenci kaynaştırma eğitiminden yararlanmış. Kaynaştırma eğitim sistemine katılan öğrenci sayısı ilkokulda 72.095. Bu öğrencilerin sadece 1,295’i otizmli. Onların 1.101’i erkek 194’ü kız.
Kaynaştırma öğrencisi sayısı ortaokulda 89,887'ye yükseliyor. Bu artışın sebebi tanılanan öğrenci sayısının artması olabilir. Ortaokulda diğer engel gruplarına yönelik artış var ama aynı durum otizm için söz konusu değil. Ortaokul’da kaynaştırmaya devam edebilen otizmli öğrenci sayısı toplam 758. Bunların 645’i erkek 113’ü kız. 
Ancak liseye geçildiğinde kaynaştırmaya devam eden öğrenci sayısı 20,935'e düşüyor. Üstelik 2013-2014 verilerinde de benzer bir düşüş var. 2014-2015 eğitim yılında ortaöğretim kaynaştırma eğitimi alan toplam 20,935 öğrencinin sadece 166’sı otizmli. Bu öğrencilerin ise 69’u erkek, 44’ü kız. Ortaokul ile lise arasında engelli öğrencilerin okula devamlılığında yaşanan dramatik düşüş eğitim sisteminde çözülemeyen sorunlar olduğunu ortaya koyuyor. 

29 Eylül 2015 Salı

Zorunlu eğitime hayır, gönüllü eğitime evet!

Catherine Baker’ın Zorunlu Eğitime Hayır kitabını okuduğumda lisedeydim. Yani epey uzun süre önceydi J Kızını okula göndermeyen ve bunun gerekçelerini bir kitap yazarak anlatan Baker’ın söylediklerini çok haklı bulmuş ve bir gün çocuğum olursa onu okula göndermemeye karar vermiştim. Deniz’i bir sürü okula aynı anda götürmeye başladığım zamanlardan beri hayatta planladıklarımızla başımıza gelenler arasında ne çok fark olduğunu daha iyi görür oldum.

Bugün okullar açıldı. Duru ve Deniz için yeni bir dönem başlıyor. Geçen yıl Saime Aslan Anaokulu’na giden Duru ve birinci dönem Özel Eğitim Anaokulu’na ve kaynaştırma öğrencisi olarak Vilayetler Birliği Anaokulu’na giden Deniz, bu yıl 1200 Evler İlkokulu’nun ana sınıfına gidecekler. Bugün Duru ile birlikte onun sınıfına gittik. Öğretmeniyle ve arkadaşlarıyla tanıştık.

Deniz için ise henüz ders zili çalmadı. Çünkü psikoloğumuz Deniz Bakar’ın tavsiyesine uyduk. O bana, “Okullar yeni açılacak, diğer öğrenciler ve veliler de kaygılıdır. Bu ortam Deniz’e iyi gelmez. Önce sınıfın düzeni otursun. Öğretmeni sınıf arkadaşlarına ve velilere Deniz hakkında bilgi versin” dedi. Duru’nun sınıfındaki tanışmanın ardından Deniz’in öğretmeniyle tanıştık. Birlilikte neler yapabileceğimiz hakkında konuşmak, öğretmeninin Deniz’le ilgili pozitif yaklaşımı ve hatta Öncü Anaokulundan arkadaşı Erdem’in de oğlumla aynı sınıfta olacağını öğrenmek hoş bir sürpriz oldu.

Her sene başında Deniz hangi okula gidecek, öğretmenleri kim olacak, eğitime nasıl cevap verecek vb. yüzlerce soru kafama üşüşüyor. Acaba onunla ilgili doğru kararları verebiliyor muyuz sorusu da cabası... Benzer sorular farklı gelişim gösteren çocukların çoğunun ailesinin peşini bırakmıyor. İnternette paylaşılan yorumlara bakıyorum. Yaş ilerledikçe umutsuzluğun dozu artıyor. Umutsuzluğun yanı sıra otizmli çocukların yüzlerine kapanan kapıların sayısı da artıyor. Koskoca Denizli’de okul öncesinde sadece 24 tane otizmli kaynaştırma öğrencisi var. Ne acı değil mi? Zannetmeyin ki Türkiye’de durum parlak Denizli’de kötü. Sınıflar yükseldikçe toplumsal kabul düşüyor, ayrımcılık artıyor. Bütün bir yaz çok kaygılıydım ama bugün sanki okulda işler iyi gidecekmiş gibi bir hisse kapıldım. 1200 Evler İlkokulu’nun rehber öğretmenleriyle konuştuğum günde benzer şeyler hissetmiştim, hadi iyi olsun diyelim öyle olsun…J  

15 Eylül 2015 Salı

Kütüphane'den notlar: Bir Psikiyatristin Gizli Defteri


Gary Small'un zihinsel hastalığı olan ve kendinde yardım alacak gücü bulanlara adadığı Bir Psikiyatristin Gizli Defteri isimli kitabı, alan profesyonellerinin yanı sıra sıradan okura da çok şey vaadeden bir eser. Gary Small'un eşi Gigi Vorgan ile birlikte yazdığı kitap 15 bölümden oluşuyor.

Kitaptaki bölümlerden en ilginç bulduğum ikisi Işıklar Sönerken ve Bitimsiz Alışveriş. Işıklar Sönerken'de anlatılanlar sosyapatlara yeni bir gözle bakmamı sağladı, Bitimsiz Alışveriş ise bağımlılık tedavilerinde transferlere dikkat etmek gerektiğini çarpıcı bir şekilde anlatıyor. Fiziksel rahatsızlıklarımız olduğunda rahatlıkla doktora giderken ruhsal sorunlarımız olduğunda aynı açık yüreklilikle doktora gitmek de destek aldığımızı çevreye ilan etmek de kolay olmuyor..  Güzel bir kitap bence okuyun, ön yargıları yıkma, hayatı ve kendinizi daha iyi anlama konusunda işe yarayabilir.

27 Nisan 2015 Pazartesi

İyi ki varsınız!

Denizli Otizm Derneği olarak ilk kahvaltımızı yaptık. Dernek üyelerimizin yanı sıra otizmli dostlarını da aramızda gördüğümüz güzel bir gün geçirdik. Çok yoğun bir programı olmasına rağmen bize de zaman ayıran Belediye Başkanımız Osman Zolan'a çok teşekkür ediyoruz.
Ayrıca Neşeli Yüzler Derneği, Denizli Down Sendromu Derneği ve  Denizli Alzhimer Derneği temsilcileri de bu ilk organizasyonumuzda bizi yalnız bırakmadılar. Sivil toplum olarak bu dayanışmanın bizim için anlamı çok büyük.

Geçen yıl birlikte yaz okulu düzenlediğimiz İMKB Kız Meslek Lisesi'nden sevgili hocalarımız Zeynep Yamacı'ya ve Hatice Köse'ye Denizli Özel Eğitim Anaokulu Müdür Yardımcısı Nesrin Koç'a, eşi Vural Bey'e ve tatlı kızları Ela'ya, yine okulumuz öğretmenlerinden Selvi  Hoca'ya ve minik oğlu Toprak'a Dazkırı'dan gelen Yağız ailesine, DENİB Yönetim Kurulu Üyesi Bekir Serdar Mutlubaş'a, eşi Gülcan Hanım'a ve Avusturalya'daki okulunda otizmli öğrencilerle birlikte eğitim gördüklerini anlatan kızları Şebnem'e, Özel Eğitim Şube Müdürü Fikret Bey'e, rehabilitasyon kurumu temsilcilerine ve kahvaltı sırasında çocuklarımızla ilgilenen İMKB özel eğitim bölümü öğrencisi ablalarımıza çok teşekkür ederiz.

Bu güzel kahvaltının organizasyonun baş sorumlusu değerli üyemiz Berrin'e, biletleri satmak için yorulmadan koşturan Meral, Sümra, Adnan, Meltem ve birinci dereceden otizmli bir yakını olmamasına rağmen dertlerimizin çözümü için bize büyük bir gönüllükle destek olan Gülnur Candan Oymak'a ayrıca teşekkür etmek isterim.

Kahvaltıya katılan bütün üyelerimiz, çeşitli sebeplerle aramızda olamayan ama kalbinin bizimle birlikte attığını bildiğimiz gönüllülerimiz ve otizm dostları iyi ki varsınız...
















2 Nisan 2015 Perşembe

Denizli Otizm Derneği 1 yaşında

Geçen yıl bugün OÇEM'in düzenlediği otizm farkındalık yürüyüşünün ardından Denizli Valiliği dernekler masasına giderek derneğimizin kuruluş başvurusunu yapmıştım. Denizli Otizm Derneği bugün bir yaşına bastı. Derneğimizin üyeleri açısından çok heyecanlı bir gün.

Hak mücadelesi temelli bir sivil toplum kuruluşu olan derneğimiz her türlü ayrımcılığın karşısında. Çözüm odaklı olmayı önemsiyoruz ve otizmli bireylerin toplumla entegrasyonuna destek vermek isteyen herkese kapımız açık. Otizmli çocuğu ya da herhangi bir yakını olmamasına rağmen derneğimize üye olup çalışmalarımızı destekleyen sevgili üyelerimize buradan ayrıca teşekkür etmek istiyorum. 

Kuruluş yıl dönümüzü taçlandıran çok güzel bir gelişme yaşadık. Mart ayında ziyaret ettiğimiz Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Zolan'dan belediyemizin otizm dostu olmasını istemiştik. Bu hayalimiz gerçek gerçek oldu. Konuyla ilgili haber ve fotoğrafları sonra paylaşacağım. Ayrıca, Deha TV'de Ömer Altıntaş'ın programına katıldım. Tekrarı yarın sabah 7:30'daymış :) 


29 Mart 2015 Pazar

Otizme Mavi Işık Yak

Denizli Otizm Derneği olarak 2 Nisan'da 10-12 saatleri arasında valilik önünden belediyeye kadar yapılacak yürüyüşe katılıyoruz. Bütün dünyada yapılan otizme mavi ışık yak kampanyasını bizde destekliyoruz. Yürüyüşe mavi renkli kıyafetlerle ve mavi balonlarla gelirseniz süper olur. Çektiğiniz fotoğrafları sosyal medya üzerinden ve bu grup üzerinden paylaşırsanız daha süper olur. 
smile ifade simgesiHepinizi bekliyoruz hem kendiniz gelin hem de sevdiklerinizi getirin...

4 Ocak 2015 Pazar

DOD: Böyle geçti bir yıl...

  

Her yıl başında yılın muhasebesini yapmak gazetecilikte adettendir. Çiçeği burnunda derneğimizin 2014 yılını sizler için özetledik.

Otizm Farkındalık Günü olan 2 Nisan’da kurulan Denizli Otizm Derneği (DOD), otizmle ilgili “gönüllülük” esasına dayanan ve hak mücadelesi temelli bir sivil toplum örgütü. Kurucu üyelerimiz ve yönetim kurulumuz özel çocuklara sahip ailelerden oluşuyor. Kapımız sadece otizmden birinci derecede etkilenen ailelere değil, otizmle ilgili sorunların giderilmesi için çalışmak isteyen herkese açık. Farklılıkların zenginlik olduğuna inanan DOD, ayrımcılıktan uzak yaşamak ve hak mücadelesinin neferi olmak isteyenleri çatısı altında birleştirmeyi hedefleyen bir dernek.

Projelerini kısa ve uzun dönemli olarak şekillendirecek olan derneğimiz, zaman içinde ihtiyaç ve önceliklere göre belirlenen, çocuklarımızın sosyal yaşam hakları başta olmak üzere, eğitim, sağlık ve sosyal gelişim alanında kampanyalar düzenleyecek. 

Otizmin farkındayım ya sen?
Denizli İl Sağlık Müdürlüğü ve Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi tarafından 29 Nisan’da düzenlenen Otizmin Farkındayım Ya Sen? konulu panelde derneğimizi tanıttık. PAÜ Tıp Fakültesi Konferans Salonu’nda Prof. Dr. Ali İhsan Bozkurt, Doç. Dr. Ahmet Ergin, Yrd. Doç. Dr. Veysel Aksoy, Uzm. Dr. Ülkü Akyol Ardıç ve Özlem Mandacı'nın konuşmacı olarak katıldığı panel öncesinde Denizli Otizm Derneği olarak otizmli çocuk ailelerinin sağlık sisteminde yaşadığı sorunlarla ilgili focus grup çalışması yaptık. 0-6 yaş ve 6 yaş üstü olmak üzere iki grup olarak yapılan görüşmelerin sonuçları Pamukkale Üniversitesi Özel Eğitim Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Veysel Aksoy tarafından panel katılımcılarına aktarıldı.

Focus grup çalışmasının sonuçları üzerinden yapılan analizler 26-27 Eylül tarihleri arasında yapılan 24. Özel Eğitim Kongresi’nde Anadolu Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Funda Bozkurt Aksoy tarafından katılımcılarla paylaşıldı.

İlk konuğumuz bir anne
Derneğimizin ilk konuğu otizmli bir çocuk annesi olan Yeşim Bayındır Zorlu oldu.  Denizli Özel Eğitim Anaokulu Müdürlüğü'nün konferans salonunda 27 Mayıs 2014 tarihinde bir seminer düzenledik. Seminerin amacı Yeşim Hanım’ın deneyimini özel çocuklara sahip annelerle paylaşarak bize yol göstermesiydi. Müzik konusunda yetenekli olan Beril’in güzel sanatlar lisesine girmesi için verdiği mücadele ile bütün Türkiye’de tanınan Yeşim Bayındır Zorlu, Otizm Platformu ve Otizm Dernekler Federasyonu kurucusu ve ODER’in (Otistik Çocukları Koruma ve Yönlendirme Derneği) ikinci başkanı.

Denizli İMKB Kız Meslek Lisesi ile muhteşem işbirliği
Çocuğunun gideceği bir anaokulu bulmak otizmli çocuk annelerinin yaşadığı en büyük sıkıntıların başında geliyor. Otizmli dokuz çocuğumuz Denizli İMKB Kız Meslek Lisesi’nin açtığı yaz okuluna devam etti. 15 Haziran-30 Ağustos 2014 tarihleri arasındaki yaz okulunda çocuklar üç sınıfa ayrıldı. Her iki çocuğun bir öğretmeni ve ayrıca her çocuğun bir stajyer ablası vardı. Stajyerler okulun çocuk gelişimi ve eğitimi bölümü öğrencileriydi. Çocuklar 9:30-15:00 saatleri arasında okuldaydılar. Okulda birebir eğitim ve grup eğitimi verildi. Anaokulunun kapısına yaklaştığımızda içeriden çocuk şarkılarının, ney sesinin, klasik müziklerin bazen de sakinleştirici makamlardaki eserlerin seslerinin yükseldiğini duyduk. Öğle yemekleri bizim çocukların diyetlerine uygun olarak hazırlandı. Çocukların hepsi okula koşarak gittiler ve süreleri bittiğinde okuldan ayrılmak istemediler ama ne yazık ki bu eşsiz deneyim sadece altı hafta devam etti. Bu tip bir çalışma muhtemelen bütün Türkiye’de ilk kez gerçekleştirildi. Çalışma gönüllü öğretmenler ve öğrenciler tarafından yapıldığı için verimlilik çok yüksekti. Yaz okulu öncesinde Dr. Veysel Aksoy ile öğretmenlerin, stajyer öğrencilerin ve annelerin katıldığı bir toplantı düzenledik. Bu toplantıda yaz okulunda yapılması gerekenler hakkında beyin fırtınası yapıldı. Ayrıca okul devam ederken bizi ziyaret eden Anadolu Üniversitesi Zihinsel Engelliler Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Funda Bozkurt Aksoy da hem çocukları gözlemledi hem de sorularımızı yanıtladı.  

Yüzme ve müzik dersleri başladı
Yaz aylarında çocuklarımız için yüzme ve müzik dersleri başladı. Yenişehir’deki özel bir spor merkezinin havuzunda yapılan yüzme dersleri Ağustos ayı boyunca devam etti. Dersler Pamukkale Üniversitesi Beden Eğitim Bölümü’nden mezun eğitmenler tarafından verildi.  

Müzik derslerimiz de eylül ayında başladı. Pamukkale Üniversitesi’nden Yrd. Doç. Dr. Fatma Akyüzler’in verdiği derslere katılan bütün öğrencilerimiz haftada yarım saat müzik eğitimi alıyorlar. Halen devam eden müzik dersleri çocukların algısının açılmasına olumlu katkılar sağlıyor.

Nurcan Dalbudak’ı ağırladık
Derneğimizi ziyaret etmek isteyen Denizli AKP Milletvekili Nurcan Dalbudak’ı Denizli Özel Eğitim Anaokulu’nda ağırladık. Annelerin sorunlarını dinleyen Dalbudak ve beraberindeki heyet engellilerle ilgili sorunların aşılması konusunda destek vermeye hazır olduklarını ifade ettiler.

Genel Kurulumuzu gerçekleştirdik
Derneğimizin ilk genel kurulu 26 Eylül tarihinde gerçekleştirerek yeni yönetim belirlendi. Dernek yönetim kurulunun yeni seçilen başkanı Dudu Karaman Dinç, başkan yardımcısı Berrin Öner, sekreter Derya Sümra Çelik Arıkan, sayman Ferihan Polat ve üye Meral Deşdemir oldu. Yeni dönem planlarının değerlendirildiği genel kurulda Otizm Dernekleri Federasyonu’na üye olma kararı da alındı.

Eğitim Çalıştayına katıldık
Denizli İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından 30-31 Ekim 2014 tarihleri arasında gerçekleştirilen Eğitimde Hedef 2023 Çalıştayı’na katıldık.

İlk basın toplantımızı yaptık
Derneğimizin ilk basın toplantısını Denizli Gazeteciler Cemiyeti Basın Merkezi'nde 11 Kasım'da gerçekleştirdik. Toplantıda derneğimizin tanıtımının yanı sıra üç temel konuya değindik. Bu konular kaynaştırma, Otistik Çocuklar Eğitim Merkezi'ne alan mezunu öğretmenlerin atanması ve bu öğretmenlerin kalıcılığının sağlanması ile Denizli Özel Eğitim Anaokulu'na rehberlik normunun geri verilmesi ve rehber öğretmenimiz Bahtiyar Oğuz'un yeniden kurumda görevlendirilmesiydi. 

Hüseyin Abay konuğumuz oldu 
Organik Çocuklar kitabının yazarı psikolog Hüseyin Abay’ı farklı gelişim gösteren çocukların aileleriyle bir araya getirdik. Denizli Otizm Derneği (DOD) ve Denizli Özel Eğitim Anaokulu Okul Aile Birliği işbirliğiyle okulun konferans salonunda 17 Aralık’ta yapılan seminer büyük ilgi gördü. DOD üyelerinin, velilerin ve eğitimcilerin katılımıyla gerçekleştirilen seminerde farklı gelişim gösteren çocuk sahibi olmanın getirdiği sıkıntılara değinen Hüseyin Abay, soruları da yanıtladı.

Yeni sorunlar ve çözüm önerileri
Devlete ait anaokullarında, okul öncesi öğretmenlerinin hem çocuklar hem de aileleri ile ilgili üniversitede eğitildikleri gerekçesiyle, rehber öğretmenlik normu kaldırıldı. Aradan birkaç ay geçtikten sonra hiçbir gerekçe gösterilmeden, Özel Eğitim Anaokullarında da rehber öğretmenlik norm kadrosu kaldırıldı. Bu kadronun geri verilmesi gerekiyor. Çünkü özel eğitim anaokullarında rehberlik kadrosu acil durum maskesi görevi yapıyor. Rehberlik normunun geri verilmesi ve okulumuzdaki herkesin derdine ortak olan bizle birlikte sorunlarımıza çözüm arayan sevgili Bahtiyar Oğuz’un geri gelmesi için epeyce çalıştık ama şimdilik bir mesafe kat edemedik. Bu yılın başından beri pek çok kapıyı çaldık. İlk önce konuyla ilgili Denizli İl Milli Eğitim Müdürü Mahmut Oğuz’u ziyaret ettik. Sonra BİMER’e şikayette bulunduk. Bizi ziyaret eden Nurcan Dalbudak’a diğer sorunlarımızın yanı sıra norm kadro sıkıntısını da anlattık. Valiliğe ve İlçe Milli Eğitim’e dilekçeler verdik. Derneğimizin düzenlediği basın toplantısında da konuyu dile getirdik. Cumhurbaşkanına e-posta bile gönderdik. Verilen bütün yanıtlarda okulun bir anaokulu olduğu vurgulanırken aynı zamanda özel eğitim okulu olduğu göz ardı edildi. 

Bir başka sorunumuz da kaynaştırma. Denizli Özel Eğitim Anaokulu’na devam eden çocuklarımızın kaynaştırma eğitiminden de yararlanabilmesini istiyoruz. Yani yönetmelik gereği iki okula birden gidemezler yaklaşımı bireysel farklılıkları göz ardı eden ve ihtiyaç sahibi bireyin karşısında bir değerlendirme. Çocuklar iki okula birden giderse ve daha çok şey öğrenirse bunun kime ne zararı var? “Normal gelişen akranları” arasına katılmak çocuklarımızın da en doğal hakkı. Bu amaçla gerekirse okulun adının değiştirilmesine yönelik çalışmalar yürütülmesi gerekiyor. Çünkü yaşamın sihirli yılları denilen ve en fazla öğrenmenin gerçekleştiği bu yıllar bir daha geri gelmeyecek... 

Teşekkürler ve temenniler
Bu arada derneğimizin logosunu yapan sevgili tasarımcımız Selma Pakdamar’a, muhasebe konusunda bize destek veren Bülent Açıkgöz’e ve Rıza Sarı’ya, derneğimizin makbuzlarını basan Oğuz Ofset’ten Arif Makal’a da emekleri için çok teşekkür ediyoruz. Ayrıca düzenlediğimiz etkinlikleri izleyen ve haberlerimize yer veren değerli basın mensuplarına, ilk basın toplantımız için bize kapılarını açan Denizli Gazeteciler Cemiyeti yöneticilerine de çok teşekkür ediyoruz. 

Geçtiğimiz yıl kuruluş çalışmalarıyla geçti. Bu yıl ise gidilecek daha çok yolumuz, ulaşılacak pek çok hedefimiz var. Bir taraftan da hızla büyüyen çocuklarımızı yetiştirme telaşındayız. Derneğimize üye olan ailelerimizin yanı sıra gönüllerimizin sayısının da artması bu yılın daha iyi bir şekilde geçeceğine dair inancımızı tazeliyor. Bugüne kadar yanımızda olanlara, bizi yalnız bırakmadıkları için, teşekkür ediyor, birlikte öğrenmeyi, dayanışmayı ve değer yaratmayı isteyenleri Denizli Otizm Derneği’ne bekliyoruz. Sizsiz bir eksiğiz…

İletişim için:
Adres: 1200 Evler Mah. 2022 Sok. No:25 Daire:1 Denizli
E-posta: denizliotizmdernegi@gmail.com Tel: 258 361 01 30