14 Kasım 2013 Perşembe

Otizm, biyomedikal tedaviler ve dayanışma ruhu

Deniz'e otizm tanısı geçen sene 21 Haziran'da konmuştu. Yaklaşık bir yıl eğitimin ardından yeterince gelişme göstermediği fikrinden hareketle Deniz'i 8 Mayıs'tan itibaren üç ayda bir Cerrahpaşa Çocuk Metabolizma Hastalıkları'na götürmeye başladık. Parin Yakupyan'nın tavsiyesi bu kararımızda etkili olmuştu. Bu bölümün başında Prof. Dr. Ahmet Aydın var. Ahmet Aydın ve Cem Kınacı otizmde öncelikle biyomedikal tedavilerin gerekli olduğunu savunuyorlar.

Bildiğiniz gibi biz Deniz'i Prof. Dr. Nahit Motavalli'ye götürüyoruz. Aslında bunlar iki farklı kutup. Ama şöyle bir saçmalık var psikiyatristler test yapmıyor metabolizmacılar çocuğu görmüyor. Bu yüzden bu iki tedaviyi birleştirmek aileye kalıyor.

Biz Deniz'i en baştan beri Ahmet Aydın'ın Beslenme Bülteni'ndeki yazılarını ve Taş Devri Diyeti kitabındaki önerilerini dikkate alarak besledik ama herhangi bir vitamin ya da mineral takviyesinde bulunmamıştık. Çocuk hekimi olan arkadaşım Eda'nın ve eşi Okan'ın tavsiyesiyle Cerrahpaşa'nın da onayını alarak vitamin ve mineral desteklerine başladık. Bunların Deniz'in algısı üzerinde olumlu etkisi olduğunu düşünüyoruz ama tabi ki sonuç almak için sabırlı ve dikkatli bir şekilde tedaviyi sürdürmek gerekiyor. 

Cerrahpaşa'dakiler yaptıkları bir sürü testin ardından Deniz'de ağır metal zehirlenmesi olduğunu söylediler. Bir de bağırsaklarda mantar üremesi çıktı. Deniz'deki kurşun oranı diğer bireylerinkinden üç kat daha fazla çıktı. Aslında bu çok da yüksek bir oran değil ama vücudun işleyişi bizimkiler gibi olmadığı için bunun mümkün olduğunca arıtılması gerektiği söyleniyor.  

Bunların dışında Deniz'in artık bir oyun ablası var. Beyhan, açık lisede çocuk gelişimi okuyor. Çok tatlı, meraklı ve öğrenmeye istekli olduğu için ben Beyhan'ı çok sevdim. Deniz ile de çok iyi anlaştılar. 

Birde benim bir aylık bir işim var. Denizli İhracatçılar Birliği DENİB'in 20. yılı vesilesiyle çıkarılacak prestij kitabının editörlüğünü yapacağım. Yazılmayı bekleyen yaklaşık 200 sayfa yazı ve alınması gereken 55 görüş var. 

Otizmli çocuğu olan bir Denizlili bir anne Samsun'dayken blog yazılarımı okumuş, buraya gelince benimle tanıştı. Geçen hafta da bir konuyla konuşurken Denizlili bir başka anne, "Sizin bloğunuz var değil mi ben onu okuyorum" dedi. Takipçiler dışında da yazıları okuyanların olduğunu görünce kendimi sorumlu hissettim ve daha sık  yazmam gerektiğini düşündüm. Çünkü insanların otizmle mücadele eden başkalarının ne yaptığını bilmeye çok ihtiyacı olduğu kendimden biliyorum. 

Denizli'de otizmle ilgili dernek kurmak istiyoruz. Gönüllü çalışmaya hazır ekibimiz netleşiyor. Bu blog vesilesiyle konuyla ilgilenenler bana ulaşırsa çok memnun olurum. Çocuklarımız için yapılacak çok şey var. Hep birlikte daha çok şey yapabiliriz. 

Hepiniz kendinize çok iyi bakın, sevgilerimle...