30 Aralık 2012 Pazar

Zor geçen bir yılın ardından

Sürekli bir koşuşturma içinde olduğumdan dolayı iki satır yazı yazacak zaman bile kalmıyor. Deniz'in okulları, Duru'ya zaman ayırabilmeye çalışmak bir taraftan da gündelik hayatın rutinlerini yerine getirmek beni oldukça zorluyor. Artık sadece ara sıra dizilerde gördüğümüz İstanbul uzak bir hayal şimdi... Orada kalan dostlarımı, işimi ve yazı yazmayı çok özlüyorum. Fakat burada ailemiz tarafından sarılıp sarmalandığımız, Deniz için güzel okullar ve bize destek veren iyi insanlar bulduğumuz için mutluyuz. Her yılbaşında senenin muhasebesini yapmak adettendir. Bu yılın ikinci yarısı benim bugüne kadarki hayatımın en zor geçen dönemi oldu. Bir arkadaşımızın arkadaşının uyarısının ardından "içimiz rahatlasın" diye gittiğimiz doktor hayatımızın yönünü değiştirdi. İki hafta içinde biri profesör biri doçent olmak üzere toplam altı uzmana gösterdiğimiz oğlumuza otizm tanısı konunca şok geçirdik. Çünkü bize göre Deniz'in konuşma geriliği dışında bir sorunu yoktu. Bir de yeni doğan kardeşini kıskanıyordu, bu yüzden biraz içine kapanmıştı ama bunun da zaman içinde geçeceğine inanıyorduk. Kıskançlığı kolayca atlatabilmesi için de özellikle eşim Deniz'e daha fazla zaman ayırıyordu. 21 Haziran'da tanı konulmasının ardından işlerimizi bırakarak daha fazla aile desteği görebileceğimize inandığımız Denizli'ye taşınmaya karar verdik. Bir taraftan da Deniz'e rapor çıkarmak için Şişli Etfal'e gittik. Elimize geçen raporda oğlumuzun %80 özürlü olduğu yazıyordu. Deniz'i gören bazı uzmanlar otizm bazıları da atipik otizm diyordu. İbo'nun sindirim sistemi altüst oldu. Ben sürekli ağlıyordum. Aslında bunun herkesin başına gelebileceğini kendimizin de diğer insanlardan farklı olmadığını ve çıkacak sorunları aşabileceğimizi düşünüyorduk ama hazırlıksız yakalanmıştık. Neyse ne, neden olmuşsa olmuş bundan sonra ne yapacağımıza bakalım diyerek, Deniz'i ve kendimizi mutlu edecek bir çözüm bulmamız gerektiğine inandık. İbo da bende yeni başlangıçlar yapmaktan korkmayan ve çocuğuna yardım etmeye kararlı iki insan olarak kısa sürede karar verip hemen harekete geçtik. Tohum Otizm Vakfı'nın broşüründe "Otizmli bir çocuk eğitimle yeniden doğabilir" yazıyordu. Bunu okuduğumda içimden oğlumu yeniden doğurmaya söz verdim. 4 Temmuz'da ben ve çocuklar Denizli'ye geldik. Aynı hafta sonunda da İbo eşyalarımızı getirdi. Eşyaları evin salonuna yığdık çünkü daha evde tamamlanması gereken pek çok şey vardı. Bize kapılarını açan, benim için her zaman ikinci bir anne olan, üst kattaki Gönül Ablama yerleştik. Denizli Rehberlik Araştırma Merkezi'nden aldığımız raporun ardından Deniz, 25 Temmuz'da bireysel eğitim almaya başladı. Sonrasında EÇEM'e, Öncü'ye ve en son da Saime Aslan Anakolu'na başladı. Tabi bütün bunlar burada anlattığım kadar kolay olmadı. Bazen kolaylıklar yaşasak da pek çok zorlukla da karşılaştık. En zorlu anlardan biri çekilen EMAR'da beyin tümörü olabileceğinin söylenmesiydi. Neyseki öyle bir şey çıkmadı. Anaokulu ararken pek çok sıkıntı yaşadık ve çok yıprandık. Kendi adıma ben. acaba Deniz için en doğrusu bu mudur? duygusundan bir türlü kurtulamadım. Hâlâ da aynı şeyleri hissediyorum. Deniz'i kontrole götürdüğümüzde Nahit Hoca'nın söylediği güzel şeyler, Avşar Hoca'nın seminerleri ve oğlumuzda gözlemlediğimiz gelişmeler doğru yolda olduğumuz izlenimini güçlendirdi. Zor bir yıldı. Az zamanda çok şey öğrendik ama gitmemiz gereken daha çok yol var. Yeni yıldan umutluyuz. Evet farklı bir oğlumuz var, fakat bunun hayatımızı zenginleştireceğine inanıyoruz. Mesela artık daha iyi bir anne ve baba olduk bence. Duru'nun Deniz için öğrendiğimiz şeylerin nimetlerinden fazlasıyla yararlanması da cabası... Deniz doğduğu zaman göbek bağını GEO dergisinin arasına koymuş, gezgin, mutlu ve iyimser olmasını dilemiştim. Otizm buna engel mi? Bence değil. Andre Gide tarafından söylenmiş çok sevdiğim bir söz var: "Açılmamış kanatların büyüklüğü bilinmez." Yeni yılda, başta çocuklarımız olmak üzere, herkesin kanatlarını sonuna kadar açabilmesi dileğiyle, sevgiyle kalın...

11 Aralık 2012 Salı

Çocuklarımız için önemli bir fırsat

Dün Pamukkale Ünivesitesi'nden Avşar Ardıç ve Veysel Aksoy'un Ortak Nokta'da düzenlediği seminere katıldım. Seminerin amacı otizmli çocuklar için geliştirmeyi hedefledikleri yeni ölçeğin tanıtımıydı. Bu ölçek kapsamında çocukların farklı alanlardaki gelişimleri bir bütün olarak tespit edilecek. Ayrıca uygulanan hangi programın ne ölçüde etkili olduğu bilimsel olarak belirlenecek. Otizmli çocuğu olan bir aile, bilme katkıda bulunmanın dışında, hem çocuğunun şu anki seviyesini hem çocuğun diğer otizmli çocuklar arasındaki konumunu hem de kendi yaşıtlarına göre durumunu öğrenme şansına sahip olacak. Uygulama yeri Ortak Nokta olacak. Rehabilitasyon için oraya gelmeyen öğrencilerin velileri de çocuklarını kuruma getirebilecek. Daha detaylı bilgi için Ortak Nokta'yı arayarak Mehmet Bey ile görüşebilirsiniz. Sorularınız için bana e-posta da gönderebilirsiniz. Daha önce Avşar Hoca'nın otizmli çocukların aileleri için düzenlediği seminerlere katılmış ve bu seminerlerden çok fayda görmüş biri olarak çocuğunuz için fark yaratmak için bu çalışmaya katılmanızı tavsiye ederim. Biz öyle yapacağız...

3 Aralık 2012 Pazartesi

Öncü Anaokulu kahvaltıda

Bugün Öncü Anaokulu'nun Çamlık Gözde Pastanesi'nde gerçekleştirdiği sabah kahvaltısına katıldık. Okul Aile Birliği'nin düzenlediği kahvaltıda hem çocuklar eğlendi hem de veliler kaynaştı. Aynı zamanda da öğretmenler günü kutlaması yapıldı. Bütün öğretmenler her zamanki gibi içten ve sevimliydi. Velilerin kahvaltıya büyük bir ilgi göstermesinin Öncü'ye duyulan sevginin bir kanıtı olduğunu düşünüyorum. Yoksa pazar pazar insanları çoluk çocuklarıyla birlikte bir yere götürmek o kadar da kolay değil... İlk gençlik yıllarımın havalı pastanesi Gözde'nin 20 yıl sonra aynı kalite ve lezzette ürünler sunmaya devam ettiğini görmek de hoş oldu.

Küçük adımlar, büyük umutlar...

Deniz'de bu hafta bazı yeni gelişmeler gözlemledim. Birincisi eskiden olduğu gibi yeniden kedileri sevmeye başladı. İkincisi bir zamanlar oynadığı birkaç oyuncakla yeniden ilgilendi. Üçüncüsü de bir sandalyeyi çekip şişeyi doldurup su içti :) Bu küçük adımlar, bizi çok sevindiriyor, sizin de bilmenizi istedim. Sevgilerimle...