22 Eylül 2016 Perşembe

Yeni dönem, yeni kaygılar: Ayrımcılık değil bütünleşme istiyoruz!

Her yıl okullar açılırken velilerde bir heyecan bir telaş... Sosyal medyadan ve tanıdığım arkadaşlarımdan biliyorum ki, gelişimsel olarak farklı bir çocuğu olan bütün ailelerin ortak kaygısı ve dileği çocuğunun vicdanlı bir öğretmene rastlaması. Çünkü öğretmen isterse çocuğu diğer çocuklara da velilere de kabul ettirebiliyor. Yeter ki yapmak istesin. Bu çocukların ilerlemesinin ön koşulu.

Oğlum Deniz'e otizm tanısı konulduğundan beri her eylül ayı öncesinde ben de diğer aileler gibi kaygı dolu günler geçiriyorum. Daha ne olacağından endişe duymadığım tek bir yılım bile geçmedi. Bu yıl kısmen daha rahattım çünkü Deniz, 1200 Evler Anasıfı'na gitttiği için zaten bizi tanıyorlar diye düşünüyordum. Ama bu yıl da 1. sınıfa başlama vakti gelip çattı. Geçen yıl Deniz okulda büyük ilerleme gösterdi bunun en büyük sebebi öğretmenimiz Sabriye Deliorman'ın Deniz'i kabullenmesi, sınıfındaki öğrencilere ve velilere onun farklılıklarını kabul ettirmesidir. Onun verdiği emeğin Deniz için, bizim için anlamı çok büyük. Okul müdürümüz Hasan Akçaöz'den ve rehber öğretmemizden de hep destek gördük.

Deniz ilk haftalarda 1-2 saat okula gitti sonra yarım gün okulda kalabilir hale geldi. Okula başladığı dönem ile sene sonu arasında belirgin farkı hepimiz gördük. Bu farkı yaratan kaynaştırmadır. Sınıfındaki öğretmeninin arkadaşlarının ve velilerin onu sevgiyle kabullenmeleri olmasaydı, bir köşede kendi halinde kalsaydı ya da sınıfa hiç kabul edilmesiydi bu gelişmelerin hiçbiri olmazdı. İlk başta sınıftan kaçan Deniz sonra kaçmayı bıraktı. Kullandığı kelimelerde artış oldu. Her gün küçük adımlarla yeni şeyler öğrendi. İkinci dönem arkadaşlarıyla oyun oynayabilmeye etkinliklere sınırlı da olsa katılabilmeye başladı. Okulun yanı sıra ergoterapi dersleri aldı, özel eğitim dersi aldı, spora gitti, konuşma terapisi aldı. Gölge Ablası Nuray, onun hakikaten gölgesi oldu. Her yerde aldığı bütün dersleri ona yılmadan tekrarlattı. Bütün bunları onun gerçek ablasıymış gibi ailemizden biri gibi yaptı. Sabriye hoca da Deniz'e kendi oğlu Metin Deniz'e sahip çıktığı gibi sahip çıktı.

Bizde aile olarak Deniz'i her zaman desteklemeye devam ettik. Yazın da onun için tatil yoktu. Denizli Otizm Derneği'nde tersine kaynaştırma yaz okulu yaptık. Deniz de oraya devam etti. Derneğimizin yaptığı çalışma Türkiye'de bir ilk. Beş otizmli çocuk, beş normal gelişim gösteren çocukla birlikte 1.5 ay eğitim aldı. Bunu yaptığımız için de gururluyuz. Çünkü biz desteğimizle otizmli çocukların da başarabileceğine inanıyoruz. Çocuklarımız için hayallerimiz var. Hayal ortaklarımızın sayısı da her geçen gün artıyor.

Sosyal medyada ve okullarda her sene 770 bin engelli öğrencinin duyarsızlık yüzünden okula devam edemediğiyle ilgili afişler yer alıyor. Bu afişleri asmak farklı gelişimleri olanlara hayatınızda yer açmadığınız sürece bir anlam taşımıyor. Okullar açılalı bir hafta olmadı daha ama kaç tane veli aradı beni. Çocuklarımızı sınıfta istemiyorlar ne yapacağız diye soruyorlar.

Kaynaştırmanın dışında tutularak çocuklar kaynaştırılamaz. Başka bir yerde bekletip eğitim aldırmak da kademeli olarak çocukları kaynaştırmaya dahil etmediğiniz sürece bütünleşmeyi sağlamak mümkün değil fikrimce. Bir de zannediliyor ki kaynaştırma sadece farklı gelişim gösteren çocuğun yararına. Evet en büyük yararı farklı gelişim gösteren çocuk görür çünkü onun kaynaştırma sırasında öğrendiklerini başka yerde öğrenme şansı yoktur ama diğer öğrenciler de ihtiyacı olana yardım etmeyi, vicdanlı olmayı ve liderlik etmeyi öğrenirler.

Geçen yıl sonunda okulların kapandığı gün Deniz'in sınıfında bir konuşma yapmak istedim. Ağlamaktan konuşamadım önce, şimdi bu yazıları yazarken de ağlıyorum zaten. Ağlıyorum ama mücadele etmekten vazgeçmiyorum tabi ki :) Öğretmenimize, sınıftaki velilere teşekkür ederken, "Sabriye hoca, sizler ve çocuklar Deniz'e kalbinizi ve kapılarınızı açmasaydınız oğlum bu kadar gelişemezdi çok teşekkür ederim. Ama bilmenizi isterim ki onlar da Deniz bu sınıfta olduğu için büyüdüklerinde daha iyi insanlar olacaklar. Çünkü farklı biriyle birlikte yaşayıp ona destek olmayı öğrendiler" dedim. Evet kaynaştırma çocuğun en doğal hakkıdır ve çocuklarımız da bizim yumuşak karnımız. Ben Deniz'e ve bize destek olan herkese büyük bir minnet duyuyorum. Deniz'in şimdi yeni bir öğretmeni ve yeni sınıf arkadaşları var. Eski sınıfından üç arkadaşı da aynı sınıfta. Her gün sınıfta kalma süresini uzatarak uyumunu kolaylaştırmak için el birliğiyle çalışıyoruz yine. Bizler şanslıyız, bildiğimiz, bizi bilen ve kabullenen bir yerdeyiz. Ama bütün çocuklarımızın ve ailelerinin de kendini şanslı hissettiği ve çocukların gelişme gösterdiği bir sistemin kurulmasına katkıda bulunmak hepimizin boynunun borcu...






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder