30 Kasım 2017 Perşembe

Mağduriyet tatlı bir yemektir, yemeyin!


Denizli Otizm Derneği’nin ‘’Aileler Soruyor, Uzmanlar Yanıtlıyor’’ söyleşilerinin dördüncü konuğu, psikolog ve aile danışmanı Sefer Mavigöl çocuk oldu. Farklı gelişim gösteren çocuk sahibi olmanın ikincil travmalar kapsamına girdiğini belirten Mavigöl, “Mağduriyet tatlı bir yemektir, yemeyin” dedi. 

‘’Aileler Soruyor, Uzmanlar Yanıtlıyor’’ söyleşilerinin dördüncü konuğu olan psikolog ve aile danışmanı Sefer Mavigöl, ikincil travmalarla ilgili bilgiler verdi. Dernek binasında yapılan söyleşi interaktif bir havada geçti. Deneyim paylaşımının önemli olduğunu ve bazen çerçeveyi değiştirdiğini ifade eden Mavigöl, bir dernek kurmanın ya da dernek çalışmaları içinde yer almanın travma sonrası olumlu büyüme anlamına geldiğini ifade etti. “Kimsenin sizi tanımlamaya hakkı yok. Sizi en iyi siz bilirsiniz. Kendinize kulak verdiğinizde travmayla nasıl baş edebileceğinizi de bulursunuz. Mağduriyet tatlı bir yemektir, bunu yemeyin” dedi. Bağlam değiştiğinde anlamın da değiştiğini hatırlattı.

Duygularınızın hakkını verin

Farklı gelişim gösteren çocuk sahibi olmanın da özellikle başlangıçta yas etkisi yarattığına dikkat çeken Mavigöl, bu yas sürecinin daha sağlıklı atlatılması için ağlamaktan korkmamak gerektiğini belirtti. “Eleştirel psikologlar travma mağduru yerine travmadan kurtulan ifadesini tercih ediyorlar. Hayatta mutluyken de mutsuzken de yola devam etmek gerekir. Otizmli ya da Down Sendromlu çocuklar kötü değildir. Siz kötü olduğunuz ya da cezalandırıldığınız için onlar sizin çocuklarınız olmadı. Hayat kusurlarıyla mükemmeldir. İnsan duygularıyla insandır. Hissettiğiniz duygunun hakkını verin ve yola devam edin... ‘’

Söyleşiden inciler

·       Mağdurun aradığı toplumsal adalettir.
·       Çocuklarınızın hobileri olsun. Hobiler çocukları koruyan bir kalkandır.
·       İnsan duygularıyla insandır. Hissettiğiniz duyguların hakkını verin.
·       Ağlamayı bilmeyenin kahkahasından da bir şey çıkmaz.
·       Bireyin adil dünya, iyi insan idealinin yakılışı bir travmadır.
·       Affetmek barışmak değildir. Dosyayı kapatmak için affedin.
·       Hayat kusurlarıyla mükemmeldir, hatalarıyla güzeldir.




27 Kasım 2017 Pazartesi

Şiir gibi bir kitap: Kedi Gözü

Sedef Erken’in yazdığı herşeyi her zaman büyük bir merakla ve beğerek okudum. Onun yazdıkları çoğu zaman benim kalbime dokundu, satırlarını okurken gözyaşları döktüm. Otizm denizine düşen bir anne olarak aynı göğün altında yaşadığımız için şükrettiğim ve bana ilham veren kadınlardan biri oldu Sedef. Onun yürüdüğü yolu, yürüyüşündeki dobralığı ve kendini dönüştürmedeki zerafetini çok sevdim.  İşte bu yüzden, kitap yazdığını duyduğum ilk zamandan beri, neler yazacağını çok merak ettim.

Kedi Gözü’nü kasım başında kitapçılara sordum, daha gelmediğini söylediler. Kitap kasım başındaki kitap fuarına yetişti ama bizim oralara yetişmedi. Sonra internetten sipariş verip heyecanla kargonun gelmesini bekledim. Bir haftanın sonunda gelen kitapların arasında Kedi Gözü’nü göremeyince hayal kırıklığım büyük oldu. Neyse ki sonunda kitap bugün elime ulaştı ve bir solukta bitirdim. 

Kedi Gözü, yaşarken ve yaşayamazken biriktirilenlerden damıtılmış ve bilgelikle yazılmış bir kitap. Her ne kadar denemelerden oluşsa da aslında deneme kitabı yerine şiirsel bir metin demek daha doğru olur fikrimce. Yeniden bir doğum hikayesi… Okuyan herkesin dünyaya yeni gözlerle bakması için bir fırsat… Kendini iyileştirirken dünyayı güzelleştiren şahane kadın iyi ki varsın, iyi ki yazıyorsun…







20 Kasım 2017 Pazartesi

Otizm camiası ilerleme raporu bekliyor


 Türkiye Otizm Meclisi’nin (TOM) yeni yürütme kurulu belirledi. Bütün Türkiye’den otizm alanına faaliyet gösteren 54 sivil toplum örgütünün katıldığı  toplantı Konya’da gerçekleştirildi. Delegeler, 3 Aralık’ta, Otizm Eylem Planı (OEP) ile ilgili ilerleme raporu açıklanmasını beklediklerini ifade ettiler.

Türkiye Otizm Meclisi Genel Kurul Toplantısı, 18-19 Kasım tarihleri arasında Konya’da yapıldı.  Selçuklu Belediyesi ve SOBE Vakfı ev sahipliğinde gerçeleştirilen toplantının ilk gününde hem geçtiğimiz bir yıllık dönem değerlendirildi hem de yeni yürütme kurulu belirlendi. Toplantıya STÖ’lerin yanı sıra Selçuklu Belediye Başkanı İbrahim Uğur Atalay ve AK Parti Milletvekili Dr. Hüsnüye Erdoğan da katıldı. Yeni yürütme kurulu ODFED, ANOFED, OTEF, Otizm Federasyonu, Tohum Otizm Vakfı, Manisa Otistik Bireyler ve Engelsiz Aileler Derneği, Eskişehir Otizmli Çocuklar Farkındalık Derneği, Sabahat Akşiray Otistik Bireyler Derneği, Alanya Otizmle Yaşam Spor Kulübü Derneği, Malatya Otizmliler Derneği ve İlgi Otizm Derneği’nden oluştu.

OEP gündelik hayata yansımadı

Otizm Eylem Planı (OEP) resmi gazetede yayımlanmış olamasına ramen bunun etkilerini gündelik hayatlarında göremediklerini ifade eden otizmli çocuk sahibi aileler, bakanlıkların parça parça yaptıkları çalışmaların toparlanması gerektiğini dile getirdiler. Geçen yıl 3 Aralık Engelliler Günü’nde OEP’in ilan edildiğini hatırlatan delegeler bir yılın sonunda ne kadar ilerleme olduğunun görülmesinin bundan sonraki yol haritasının çıkarılması için bir büyük önem taşıdığını vurguladılar. 

İZOT’tan büyüleyici konser

Otizmli çocuklardan oluşan yaklaşık 40 kişilik İzmir Otizm Orkestrası ve Korosu (İZOT) da Konya Selçuklu Kongre Merkezi’nde 18 Kasım’da büyüleyici bir konser verdi. Ayrıca sema gösterisi yapıldı. 106. konserine çıkan İZOT ekibi, Türkiye’nin yanı sıra yurtdışında da konser vererek ülkemizi başarıyla temsil ediyor. 














17 Kasım 2017 Cuma

Çocuklar oyunla öğrenir

Denizli Otizm Derneği’nin ‘’Aileler Soruyor, Uzmanlar Yanıtlıyor’’ söyleşilerinin üçüncü konuğu çocuk gelişimi ve eğitimi öğretmeni, yazar Hülya Gürel oldu. Gürel, ebeveynlerin kendisine ve çocuklarıyla oyun oynamaya zaman ayırmasının çok önemli olduğunu vurguladı.

Evde oyun şart
Farklı gelişim gösteren çocuk sahibi olmanın zorlukların yanı sıra fırsatlar da sunduğunu ifade eden Hülya Gürel, ailelerin kendisine zaman ayırmasının hayati önem taşıdığını söyledi. Gerektiğinde mola vermesini bilen ailelerin daha güçlü, daha araştırmacı, daha girişimci, daha sabırlı ve daha toleranslı olduğunu belirtti. Oynayarak öğrenmenin kalıcı olduğuna dikkat çeken Gürel, bunun otizmli çocuklar için de geçerli olduğunu dile getirdi. ‘’Çocuklarla evde oyun oynayalım. Oyun çocuğun öğrenme aracıdır. Kendini ifade etmesinde, arkadaşlık kurup rahatlamasında yardımcıdır. İtici bir güçtür’’ dedi.

Hep destek tam destek
Denizli Otizm Derneği kurulduğundan beri her zaman İMKB Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi ile işbirliği yaptıklarını belirten dernek başkanı Dudu Karaman Dinç şunları söyledi: ‘’ İMKB Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi ile geçen yıl işbirliği protokolü gerçekleştirdik. Hülya hocamız da bu kapsamda söyleşiye katıldı. Kendisi aynı zamanda Anne Okula Gidelim mi, Anne Uykum Var, Anne Çişim Var isimli kitapların yazarı. Böyle değerli bir ismi ağırlamaktan onur duyduk. Denizlimizin bu güzide okulundan başta çocuk gelişimi ve eğitimi bölümü öğretmen ve öğrencileri olmak üzere her zaman destek gördük. Bugüne kadar yaptığımız pek çok etkinlikte ve yaz okullarımızda bizi hiç yalnız bırakmadılar. İlk yaz okulumuzu onlarla yaptık, tersine kaynaştırma yaz okullarımızda da okulun öğrencileri ve mezunları yanımızdaydı. İyi ki varlar, iyi ki bizimleler. Onlar sayesinde genişleyen gönüllü ağımızın verdiği güç biz aileleri hayata karşı daha dirençli yapıyor.  Çok teşekkür ediyoruz.’’
Ailelere öneriler
  •  Her gün ez az 20 dakika onunla baş başa oyun oynamaya vakit ayırabilirseniz, çocuğunuzun daha sakinleştiğini, daha öğrenmeye açık hale geldiğini zaman içerisinde gözlemleyebilirsiniz. 
  • Her gün 10 dakika tüm iletişim araçlarını kapatıp, sessiz ve sakin bir şekilde onunla vakit geçirin. Nerede olmaktan hoşlanıyorsa, yatak, koltuk, halı vb. çocuğunuzun yanına sokulun. Ondan hiçbir talebiniz olmasın. Ona şefkat gösterin, nefesini dinleyin, kalp atışlarını dinleyin. Çocuğunuzun bunları yapmasına fırsat verin. Koşulsuz kabul ettiğinizi ona hissettirin. Elleriniz onu kabul ettiğinizi ona anlatsın.
  • Çocuğunuzun başkasına yardım edebileceği basit bir fırsat yaratın. Ve yardım ettiği kişinin ona teşekkür etmesini sağlayabilirsiniz.
  • Ev işlerinde keyifle katılabileceği bir sorumluluk verin ve her gün bu işi yapmasına yardım edin. Çocuğunuz işi tamamladıktan sonra bunu tüm aile bireylerinin görmesini sağlayın ve onu hoşuna gidecek şekilde övün. Evdeki diğer çocuklar için de aynı fırsatı tanıyın. Ve çocuğunuzun kardeşlerini övmesine (alkış, öpücük, sözcükler vb.) yardımcı olun.
  •  Sadece çocuğunuzun gözüyle görmek ve onun nasıl hissettiğine odaklanarak, haftada ya da 15 günde bir olmaktan rahatsızlık duymayacağı yeni yerlere minik geziler düzenleyin. (müzik aletleri satan bir dükkân, el sanatları atölyesi, manav ya da bahçe düzenlemesi yapan bir dükkân vb.)