22 Ekim 2015 Perşembe

Denizli Otizm Derneği Meclis’te

Denizli Otizm Derneği olarak Merkezefendi Belediye Meclisi’nde, 6 Ekim’de derneğimizin tanıtımını yaptığımız bir sunum gerçekleştirdik. Belediye meclislerinde sunum yapma fikrini bize veren Pamukkale Kaymakamı Veysel Beyru’ya, sunumu yapmamız için Merkezefendi Belediye Meclisine öneride bulunan arkadaşımız Leman’a ve sunum sırasında bana eşlik eden üyelerimiz Berrin ve Ümmü’ye, ayrıca konuyla ilgili habere yer veren ulusal ve yerel basın temsilcisi meslektaşlarıma çok teşekkür ederim.

Böyle bir sunum yapmak bizim için çok önemliydi çünkü, Denizli’de otizmle ilgili farkındalığı artırarak çocuklarımızın ve ailelerinin sosyal yaşama entegrasyonunu sağlamak istiyoruz.  Sunum sırasında otizmlilerin sayısının her geçen gün arttığını vurgulamanın yanı çözüm önerilerimiz ve Denizli’de bulunan otizmli bireylerle ve aileleriyle ilgili hayallerimizi anlattık. Dernek olarak çocuklarımızın eğitim alabileceği, ailelerimize destek verilebilecek bir yere ihtiyacımız var. Hedefimiz Otizm Yaşam Merkezi oluşturmak. Bereketli’de bulunan EÇEM’in eski yeri de bu amaçları gerçekleştirmek için biçilmiş kaftan. Daha önce anaokulu yapılacağı söylenen ama yeterli sayıda öğrenci olmadığı için açılamayan okul şimdi bomboş duruyor. Oysaki burası bizim çocuklarımız ve ailelerimiz için harika fırsatlar sunabilir. Zaten  bu bina özel gereksinimli çocuklara uygun şekilde düzenlenmiş. Bireysel eğitim odaları, mutfağı, pencerelerinde parmaklıkları, kapılarda içeriyi gösteren camlı bölümler var. Geriye kalan eksiklikler de kolayca halledilebilir durumda.

Biz dernek olarak bu binanın Otizm Yaşam Merkezi olması için toplumun bütün kesimlerinden destek bekliyoruz. Bu talebimizi daha önce Büyükşehir Belediye Başkanımız Osman Zolan'a ve derneğimizle ilgili konularda işbirliği yaptığımız Sosyal İşler Daire Başkanı Erdal Işık'a aktardık. Sunum sırasında Merkezefendi Belediye Meclisi üyelerinden ve başkan Muhammet Subaşıoğlu'ndan destek istedik. Denizli Otizm Derneği olarak bu konuda üzerimize düşen her şeyi yapmaya hazırız. Sizde bizim yanımızda olun…
 

Çocuk hakları ve Denizli'de çocuk olmak

İstanbul Başak Sanat Vakfı’ının koordinatörlüğünde ve Uluslararası Sanat Eğitimcileri Derneği’nin ev sahipliğinde gerçekleştirilen Çocuklar Hakları ve Sinema Projesi’nin son günü 5 Ekim’de Denizli’deydi. “Denizli’de çocuk olmak, çocukların sorunları ve ihtiyaçları, insan hakları ve sanat çalışmaları, sivil toplumun demokratikleşme” konularında yapılan çalıştayın katılımcılarından biri Denizli Otizm Derneği'ydi.

Denizli’de bulunan STK’ların proje yürütücüleriyle buluştuğu çalıştay STK’lar arasındaki işbirliğini artırıcı bir etki yarattı. Başak Kültür ve Sanat Vakfı’ndan Belma Yıldıztaş, oyuncu ve yönetmen Derya Durmaz projenin detaylarını bizimle paylaştılar. Aralarında Van, Bitlis, Batman gibi illerin de bulunduğu toplam 14 kentte yapılan farkındalık çalışmalarının ardından çocuklar kendi kısa filmlerini çekmişler. Proje kapsamında 360 çocukla çalışılmış ve 200’e yakın STK ile işbirliği yapılmış.

Denizlili çocuklarımızın çektiği film yaşıtları okula giderken kendisi ayakkabı boyacılığı yapmak zorunda kalan bir çocuğun yeniden okula dönüşünü anlatıyordu. Filmin oyuncularından birinin arkadaşım Alev’in oğlu Rüzgar olması da hoş bir tesadüf oldu J Derya Hanım, çocukların pek çok konuyu gündeme getirseler bile dezavantajlı gruplara odaklandıklarını anlattı. Bunun aslında büyüdükçe çevreye karşı daha duyarsızlaştığımızın bir örneği olduğunu düşündüm.

Toplantı sırasında USED de kendini tanıttı. Uluslararası Sanat Eğitimcileri Derneği, sanatla sağaltım ve göçmenlerle ilgi çalışmalar yapıyor. Eğitmenler arasında yabancılar da var. Bakış açıları çok farklı. Çocuğu sanatla uğraşsın isteyenlerin kapısını çalabilecekleri bir yer. Dernek olarak bizde USED ile birlikte proje gerçekleştirmeyi ve sanatla çocuklarımızı rehabilite ve mutlu etmeyi çok isteriz. Derya Hanımın Hollanda’daki film ekibinde bir otizmli çocuk olduğunu belirtmesi de bizde neden olmasın duygumu daha da artırdı.

Çalıştayın katılımcıları:

Denizli Koruyucu Aile Derneği, Denizli Otizm Derneği, Denizli Down Sendromu Derneği, Denizli Barosu Çocuk Hakları Komisyonu, Yıldızlar Spor Kulübü, Girişimci Kadınları Destekleme Derneği, Eğitim-Sen, Türk-Eğitim Sen, Aktif Eğitimciler Sendikası,Alzheimer Derneği, Kadın Hakları Derneği, Denizli Çınar Lions Kulübü, Denizli Diş Hekimleri Odası, Yeni Kuşak Köy Enstitüleri Derneği, Kent Konseyi Kadın Meclisi, Denizli Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği, Türk Kadınlar Birliği, PAÜ İşletme Kulübü, Girişimci Kadınları Destekleme Derneği, TOSYOV, DEMSAD, Soroptimist Derneği, Yetim ve Acizleri Koruma Derneği, Kent Konseyi Gençlik Meclisi

12 Ekim 2015 Pazartesi

Sözün bittiği yer

Sözün bittiği yerdeyiz. Ankara'da barış mitinginde bombalar patladı. O günden beri boğazım düğüm düğüm. Bir şey yazmaya elim varmadı. Ankara'da barışı bombalayanlar hepimizi toptan öldürseler rahatlayacaklar ama öldürmekle tükenmeyecek kadar çok olursak kimse bizi öldüremez. 

Ankara'da ölenlerin en küçüğü Deniz benim oğlumla aynı ismi taşıyor. Deniz ile babasının yerinde Deniz ile bende olabilirdik. Barış onlar kadar bizim de düşümüz. Ülkenin dört bir yanından gelmiş barış özlemiyle yanan insanlar ölümle karşılanıyor. Geride kalanlar barış istemesin, herkes susup içine kapansın, korku imparatorluğu büyüsün isteniyor. 

Ölmek dediğin nedir insanca yaşamak olmadıktan sonra. Ölümleri kutsamak, acı çekerek özgürleşelim demek değil amacım. Şiddet şiddeti doğruyor. Bu sarmalın içine çekilmeyelim. Ölmemek ve inadına yaşamak bizim boynumuzun borcu. Kendimizi boyun eğmeden de koruyabiliriz. Hepimiz için cesur olma vakti!

Tepkilerimizi dile getirirken kendimizi kaybetmeyelim, ölerek değil yaşayarak ve yaşamı güzelleştirerek çoğalalım. Korkma Türkiye, Susma Türkiye...

1 Ekim 2015 Perşembe

Kaynayan yara: Otizmde kaynaştırma

Yeni eğitim öğretim dönemi başladı. Örgün öğretimdeki yaklaşık 18 milyon öğrenci ders başı yaptı. Bu öğrenciler arasında farklı gelişim gösteren öğrenciler de var ama sayıları ne yazık ki fazla değil. Okullara kabul edilmeme, fiziki erişim engelleri, destek eğitim odası açılmaması ya da uygun eğitimleri verebilecek öğretmenlerin görevlendirilmemesi, eğitimsiz öğretmenler, velilerin bilinçsizliği, vb. pek çok sorun birçok engeli aşarak bir okula gelebilme başarısı gösteren öğrencileri sistem dışına itiyor.
Toplumsal Haklar ve Araştırmalar Derneği’nin (TOHAD) İstanbul Bilgi Üniversitesi ve Sabancı Vakfı desteğiyle yürüttüğü "Mevzuattan Uygulamaya Engelli Hakları İzleme Raporu 2014” raporu engellilerin erişilebilirlik, eğitim, istihdam ve sağlık alanındaki durumunu inceledi. Bu raporun otizmle ilgili sonuçlarını gözden geçirdim.
Farklı gelişim gösteren öğrencilerin "normal" gelişim gösteren akranlarıyla birlikte aynı eğitim ortamında eğitim alabilmesine imkân sağlayan kaynaştırma eğitimi aslında herkesin gelişimi için çok ideal bir model ama uygulamadaki sorunlar nedeniyle eziyete dönüşüyor. Çünkü çoğunlukla kabullenme değil ayrımcılık öne çıkıyor. 
Türkiye’de 2014-2015 yılında ilkokul, ortaokul ve ortaöğretim verileri birleştirildiğinde 12 yıllık zorunlu eğitim kapsamında toplam 182.917 öğrenci kaynaştırma eğitiminden yararlanmış. Kaynaştırma eğitim sistemine katılan öğrenci sayısı ilkokulda 72.095. Bu öğrencilerin sadece 1,295’i otizmli. Onların 1.101’i erkek 194’ü kız.
Kaynaştırma öğrencisi sayısı ortaokulda 89,887'ye yükseliyor. Bu artışın sebebi tanılanan öğrenci sayısının artması olabilir. Ortaokulda diğer engel gruplarına yönelik artış var ama aynı durum otizm için söz konusu değil. Ortaokul’da kaynaştırmaya devam edebilen otizmli öğrenci sayısı toplam 758. Bunların 645’i erkek 113’ü kız. 
Ancak liseye geçildiğinde kaynaştırmaya devam eden öğrenci sayısı 20,935'e düşüyor. Üstelik 2013-2014 verilerinde de benzer bir düşüş var. 2014-2015 eğitim yılında ortaöğretim kaynaştırma eğitimi alan toplam 20,935 öğrencinin sadece 166’sı otizmli. Bu öğrencilerin ise 69’u erkek, 44’ü kız. Ortaokul ile lise arasında engelli öğrencilerin okula devamlılığında yaşanan dramatik düşüş eğitim sisteminde çözülemeyen sorunlar olduğunu ortaya koyuyor.