İsveç ve Türkiye’den 22 portre ve onların hayat hikayelerinden oluşan Erişiyorsam
Varım! (AccessAbility) Denizli Sergisi’ni görme engelli Azmi Ermiş ile birlikte
gezdik. Böyle bir seriyi ilk kez dolaştığını ve bundan mutluluk duyduğunu
belirten Ermiş, bu tip sergilerin devlet politikası haline gelmesi gerektiğini
söyledi. Sergideki tüm fotoğrafların ve hikayelerin görme engelliler için
betimlenmesinin çok güzel bir fırsat olduğunu ifade eden Ermiş, İsveç’te
engelli bireylerin eğitim ve üretimde aktif olarak yer aldığını öğrenmekten çok
etkilendiğini vurguladı. Sergiyi görebilmek için son tarih 18 Mayıs.
Onurlu bir yaşam sürmenin herkesin hakkı olduğu fikrinden yola çıkan
Erişiyorsam Varım! sergisi, Denizli Zaferiye Abalıoğlu Bilim ve Sanat Merkezi
Sergi Salonu’nda ziyaretçileriyle buluşuyor. Denizli Otizm Derneği’nin ev
sahipliğinde gerçekleşen sergi, İsveç Enstitüsü, Ruh Sağlığında İnsan Hakları
Girişimi, Engelli Kadın Derneği ve İsveç Kültür İşleri Bölümü’nün organize
ettiği bir proje. Proje kapsamındaki sergide İsveç ve Türkiye’den 22 portre ve
onların hayat hikayeleri yer alıyor.
Her alanda erişim şart
Zaferiye Abalıoğlu Bilim ve Sanat Merkezi Sergi Salonu engelli erişimine tamamen
uygun olduğu için tercih edilmiş. Sergideki bütün fotoğraflar tekerlekli sandalyedeki bir bireyin rahatlıkla görebileceği bir yükseklikte asılmış. Görme engeliler için
sergilenen tüm portreler ve hikayeler sesli olarak betimlenmiş. Bu özel sergiyi
görme engelli emekli öğretmen ve sosyolog Azmi Ermiş ile birlikte dolaştık.
Engellilik konusuna insan hakları temelli bakılmalı
Erişiyorsam Varım! gibi engellilik
konusuna insan hakkı temelli bakan sergilerin devlet politikası olarak yapılması
gerektiğini söyleyen Ermiş, bu tip sergilerin toplumdaki farkındalığı artırmak açısından
çok önemli olduğunu belirtti. “ Sergi sayesinde İsveç’te eğitimin ne kadar
önemli olduğunu ve engelli bireylerin üretimde yer aldığını gördüm. Engelli
bireyler kendi sorunlarının çözümünde aktif olarak rol almışlar” diyen Ermiş, Türkiye’de
de böyle olması gerektiğini ifade etti.
Eğitimle insanları hayatın içinde tutmuşlar
Sergide dinlediği bütün hikayelerin
ufuk açıcı olduğunu belirten Ermiş, Anna
Kain Wyatt ve Johnie Hjelm’in hikayesinden daha fazla etkilendiğini belirtti.
“Anna, 25 yaşında engellilerin haklarını savunan ulusal bir kuruluşun başkanı olmuş.
Okulda yüzme, basketbol, tekerlekli sandalye vb. her türlü olanakları varmış.
Johnie ise kendisi tekerlekli sandalyede ama tekerlekli sandalye üreten bir
firma kurarak girişimci olmuş. Bunlar çok güzel. Eğitimle insanları hayatın
içinde tutmuşlar” dedi.
Engelliler haftası bayram değildir
Türkiye’de, 10-16 Mayıs engeliler
haftasının engellilere kek yedirmek ya da kahvaltıya götürmek olarak algılama
mantığı olduğunu, bazılarının da bunu bir bayram gibi gördüğünü söyleyen Ermiş,
bu haftanın engellilerin yaşamının nasıl daha kaliteli hale gelebileceğinin
tartışıldığı bir dönem olması gerektiğini ifade etti.
İlk kez böyle bir sergi gezdiği için
çok mutlu olduğunu dile getiren Ermiş, sözlerini şöyle tamamladı: “İsveç’teki
engelli bireylerin toplumda yer alması ve konumu, Türkiye’deki engellileri tanıma adına çok
güzel bir sergiydi… Eğitim yoksa sanat ve kültür adına bir şey sağladığımızı
söylemek bence çok zor. Büyük kentlerde tek tük etkinlikler var. Sanatsal ve
kültürel olarak engellileri topluma katmak yerine genellikle onları aşağılamayı,
bir şey üretebileceğine inanmadığımız bireyler olarak görmeyi tercih ediyoruz.
Akılcı engelli derneklerinin görüşleri alınarak programlar yapılmalı. Engellilere
yapılan yatırımlar daha maliyetli olabilir ama yapılmalıdır. İnsana yapılan
yatırım her zaman gereklidir. Çünkü bunlar insan hakkıdır.”
Azmi Ermiş kimdir?
Emekli öğretmen ve sosyolog olan Azmi
Ermiş, Altı Nokta Körler Derneği Denizli Şubesi’nin kurucusu. Bu şubenin 25 yıl
başkanlığını yürüten Ermiş, Türkiye Körler Federasyonu GYK üyeliğinde de bulundu.
Dünya Körler Birliği Genel Kurulu’nda ülkemizi temsil etti. Bir vakıf ve beş
derneğin üyesi olan Ermiş’in, Hakkı Hak Peşinde ve Mübarek Bey Oteli isimli iki
kitabı var.