19 Nisan 2014 Cumartesi

Otizmin iç sesi Denizli'de yankılandı!

Deniz'e otizm tanısı konulduğundan beri otizmle ilgili pek çok söyleşi ve seminere katıldım ama bunların hiçbiri beni geçen hafta dinlediğim (12 Nisan) Birsen Başar'ın sunumu kadar etkilemedi.Otizm uzmanlarıyla Birsen'in anlatımı arasında belirgin bir algı farkı var. Bizler çok şeyi bildiğimizi sanıyoruz ama Birsen'in anlattıkları aslında bildiklerimizin ne kadar da yetersiz kaldığının bir göstergesi gibiydi. Sunumda internetten izlediğim Temple Grandin söyleşilerinin tadı vardı. Zaman zaman komik zaman zaman hüzünlü çoğunlukla sarsıcıydı anlattıkları...

Hollanda'da yaşayan ve 21 yaşında otizm tanısı alan Birsen, yüksek işlevli olarak tanımlanan şanslı grupta yer alıyor. Çift anadal yapmış. Hukuk ve ekonomi mezunu şimdi de Belçika'da otizm üzerine uzmanlık yapıyor. Altı yıldır Breda Belediyesi'nde çalışıyor. Söyleşilere de işinden izin alarak katılıyor. Akademik açıdan mükemmel işlere imza atmış ama bunların kendisini sosyal ve iletişimi güçlü biri haline getirmeye yetmediğini anlatıyor. O aslında otizmin iletişim gönülsüzlüğü olmadığının ve bir otizmlinin bunu yapmak için ne kadar çok sarf etmesi gerektiğinin canlı bir kanıtı. Söyleşi sırasındaki doğallığı takdire şayan. Ama bu sunumları yapabilir hale gelmek için çok çalışmış. Sunumları yapabiliyorum çünkü bunları önceden hazırlıyorum ama günlük hayatta insanlarla bu kadar rahat iletişim kuramıyorum diyor. Birsen yılmadan otizme yönelik farkındalığı artırmak için mücadele veriyor. Denizli'nin ardından İzmir'de ve İstanbul'da da sunumlar yaptı. Daha önceki yıllarda da Türkiye'nin çeşitli yerlerindeki aktivitelere katılmış.

Denizli'deki sunumdan notlarım kısaca şöyle:


  • Başlangıçta bütün masraflarını kendisi karşılıyormuş. Şimdi Pegasus üç yıllığına ulaşım sponsoru olmuş. Burada Denizli RAM tarafından düzenlenen etkinliğin konaklama sponsorluğunu da Ortak Nokta üstelenmiş. Bunları yazıyorum ki destekler artsın :)
  • Daha önce Birsen'in otizmli hayatıyla ilgili bir belgesel çekilmiş. Şimdi ikinci belgesel hazırlanıyor. Sunum sırasında çekim ekibi de Birsen'le birlikteydi.
  • Yakın arkadaş edinmekte çok güçlük çektiğini, belediyedeki arkadaşlarının yaptıkları şakaları çoğu zaman anlamadığını, daha iyi kavramak için somut şeylere ihtiyacı olduğunu söylüyor.
  • Resimlerle düşündüğünü söylüyor. Bir yere gitmeden önce kafasında resim oluşturduğunu bu resim bozulduğunda yeni duruma uyum sağlamakta çok güçlük çektiğini anlatıyor.
  • Yeni şeyler giymekten, yabancı yerlerde kalmaktan rahatsızlık duyduğunu ama bunu aşmak için çok çaba harcadığını anlatıyor. Örneğin sunumlar için geldiğinde başlangıçta çok fazla rahatsız oluyormuş ve kaldığı yerlerde uyuyamıyormuş.
  • Uyaranların fazlalığı nedeniyle dikkatini toplamakta güçlük çekiyormuş.
  • Otizm sınıfından bile yalnız kaldığı için kendisini çok kötü hissettiğini anlattığında bende kendimi çok kötü hissettim.
  • İlk kitabı Bende Fark Edilmek İstiyorum'un ardından çıkardığı Otizmle Yaşamak kitabını da bir solukta okudum ve anlattıklarından daha fazlasını orada gördüm. Bence bu kitabı başta aileler olmak üzere konuyla ilgilenen ya da otizmli birinin neler hissettiğini anlamak isteyen herkes mutlaka okumalı.  


Birsen sunum sırasında büyük insan olmak istiyorum belki Recep Tayyip Erdoğan olamam ama Temple Grandin olabilirim dedi. O kadar güzel, o kadar gayretli ve öyle güzel işler yapıyor ki Birsen, bence çoktan büyük insan olmuş. Sen bizim yolumuzu açtın, dilerim senin yolun da her zaman açık olur...



2 yorum:

  1. Duducuğum, Birsen ve öyküsü çok özel; senin onu anlatışın çok özel. Çok duygulandım okurken. Umarım Birsen herkese umut olsun.

    YanıtlaSil
  2. Sağol Zeycancığım, bende izlerken çok duygulandım. Dilerim ki hiçbirimizin içindeki umutlar hiç sönmesin ve hayaller gerçek olsun :)

    YanıtlaSil