Çocukluk arkadaşımız Nurgül’ün düğünü için bulunduğumuz
Berlin’e kadar gidip de otizm için bir şey yapmamak olmazdı. Yaptığımız
araştırmaların ardından, Zeycan ile birlikte, İnterAktiv’in kapısını çalmaya
karar verdik. Dernek, epilepsi, CP, down sendromu, otizm ve diğer engel
gruplarından bireylere ve ailelerine yönelik çalışmalar yapıyor.
Nurten Hanım ve Pınar Hanım, bizi sıcak bir
gülümseme, iyi demlenmiş çay ve zencefilli tarçınlı Alman kurabiyeleriyle
karşıladı. Derneğin yürüttüğü ve Alman Sağlık Fonu tarafından desteklenen
projenin koordinatörü olduğunu ifade eden Nurten Hanım, çocukların ve ailelerin
sağlık sisteminde yaşadıkları sorunların çözümü için başlattıkları proje
kapsamında pek çok çalışma yaptıklarını anlattı. Bu çalışmalar arasında aileler
için dilekçe yazmak, birlikte doktor ziyareti yapmak, destek grupları
oluşturmak, eğitim, bilinçlendirme ve rehabilitasyon çalışmaları yapmak ve daha
pek çok şey yer alıyor. Nurten Hanım, konuşamayan ve aynı zamanda da epilepsisi
olan 13 yaşındaki bir kızın, onların fark etmesinin ardından, kullandığı ilacın
değiştirilmesiyle, kör olmaktan kurtulduğunu anlattı. Pınar hanım da engelli
çocuklar ve aileleri için düzenledikleri tatilde ilk kez yüzen çocukların
yüzlerindeki ifadenin unutulmaz olduğunu dile getirdi. Derneğin geçen yıl
taşındığı yeni yerinde eğitim çalışmalarının yanı sıra müzik ve drama
çalışmaları da yapılıyormuş. Pınar Hanım, çocuğunu okuldan almak için
yanımızdan ayrılırken, işten dönen, dernek başkanı Sevgi Bozdağ aramıza
katıldı.
İnterAktiv’in kurucu üyesi ve başkanı olan
Sevgi Bozdağ, hak mücadelesi temelli çalışmalar yürüttüklerini anlattı. Yaptıkları
projelerle insanların hayatına dokunmaktan mutluluk duyduklarını ifade etti.
“Kendi kendine destek grupları” oluşturduklarını belirterek epilepsi ve
diyabetin ardından, şimdi de otizm ve down sendromu destek gruplarını oluşturduklarını
anlattı. Grup eğitimlerinin yanı sıra bireysel eğitim de verdiklerini dile
getiren Bozdağ, hem göçmen hem engelli olmanın iki kez dezavantaj yarattığını
da vurguladı.
Bozdağ’a engellilerle çalışmaya nasıl karar
verdiğini sorduğumda aldığım yanıt etkileyiciydi: “Engellilere yönelik bir
atölyede çalışmıştım. Bu deneyim benim için çok önemli oldu. Hayatımın çok zor
bir döneminden geçerken CP’si olan ve gözlerinden başka hiçbir yerini hareket
ettiremeyen bir kızla tanıştım. Bu kızın gözleri ışıl ışıldı. Göz
hareketleriyle bilgisayarda bir şeyler yazarak kendini ifade ediyordu. Onun
yaşama sevinci ve hayata tutunması beni çok etkiledi.” Sevgi Hanımın anlattıklarını
dinleyince, “Demek burada gözlerinden başka hiçbir yerini hareket ettiremeyen
biri de eğitim alıp başkalarıyla iletişim kurabilme şansına sahip olabiliyor.
Üstelik bunun için gerekli imkânlar ve araçlar ona sağlanıyor” diye düşündüm ve
ülkemizdeki çocuklarımız için içim cız etti. Sonra, topladım kendimi. Biz
mücadele ettikçe her şeyin değişebileceğini anımsattım yine kendime. Yaklaşık
dört saat süren güzel ve verimli sohbetin ardından artık Berlin’de de yalnız
olmadığımız duygusuyla İnterAktiv’ten ayrıldık. Yapılacak çok iş var ama artık
yeni bir otizm dostumuz daha var…